2 A. FİZİKİ EVRENDE GÜÇ
Konumuz daha çok sosyal evrenle ilgili olmasına rağmen, insan yaşamında içinde bulunduğu fiziki koşulların da etkisi sürekli olmuştur. Bu nedenle kısaca etrafımızı saran fiziki evreni etkileyen güçlerin neler olduğuna kısaca değinmekte fayda var.
Gezegenimizi, tüm galaksileri ve evreni oluşturan, etkileyen ve bir arada tutan 5 temel kuvvet vardır.
- Kütle çekimi: Bu kuvvet gökadalar, yıldız kümeleri, Güneş sistemi gibi gökcisimlerinden oluşan sistemleri bir arada tutar. Hareketlerini belirler. Kütle çekiminin etki alanı sonsuzdur. Ancak öteki kuvvetlerle karşılaştırıldığında daha zayıf bir kuvvettir. Kütle çekiminin etkisi uzaklığın karesi ile ters orantılıdır.
- Elektromanyetik kuvvet: Elektronları çekirdeğe bağlayan, atomları ve molekülleri bir arada tutan kuvvettir. Elektrik yükü olan parçacıkların birbirleriyle etkileşime girmesi ile oluşur. Elektromanyetik kuvvet, ışık gibi elektromanyetik dalgalarla taşınır.
- Güçlü çekirdek kuvveti: Atom çekirdeklerini oluşturan parçacıkları (Proton ve nötronları) birbirine bağlayan kuvvettir. Bu kuvvet olmasaydı, aynı yüklü parçacıklar olan protonlar birbirini iterdi ve atom çekirdekleri bir arada kalamazdı. Güçlü çekirdek kuvveti elektromanyetik kuvvetten çok daha güçlü olduğundan protonlar sıkıca birbirine yapışır. Bunun yanında bu kuvvetin etki menzili çok kısa (10 üzer -12mm) olduğundan yaklaşık 100 protondan fazlası bir çekirdekte bulunamaz. Bu nedenle doğada bulunan element sayısı sınırlıdır. Güneş gibi yıldızların içinde meydana gelen çekirdek birleşmesi sırasında salınan enerji, bu kuvvetin ürünüdür.
- Zayıf çekirdek kuvveti: Proton ve nötronları oluşturan kuark ve lepton adlı parçacıkların birbiriyle etkileşmesini sağlar. Bu etkileşim kütle, elektrik yükü, enerji aktarımı ya da parçacıkların birbirine dönüşmesi şeklinde olur. Zayıf çekirdek kuvvetinin menzili en kısa (10 üzeri -15mm.)olanıdır. Bu kuvvetin neden olduğu etkileşim sonucunda beta ışıması gibi, radyoaktif ışıma ortaya çıkar.
- Karanlık enerji: Tüm evreni etkileyen evrenin sürekli genişlemesini sağlayan galaksileri birbirinden uzaklaştıran bir enerjinin varlığı bilim çevrelerince kabul görmektedir. Bu enerjini nitelikleri ve gücü hakkında fazla bir bilgi yoktur. Bildiğimiz anlamdaki maddesel yasalar, bilinen evrenin sadece kabaca yüzde 5'i ile ilgilidir’ Geriye kalan %95 hala bizler için bilmecedir. Son gözlemler sonucunda evrenin %23'ünün karanlık madde, %72'sinin’se karanlık enerjiden oluştuğu sanılmaktadır.
Etrafımızda gördüğümüz her şey, üzerinde yaşadığımız gezegen, dağlar denizler, soluduğumuz hava, kullandığımız bütün araç gereç, hatta bedenimiz bile bu güçler tarafından oluşturulmaktadır.
Evrende bilinen en büyük güç kara deliklerdir. Buraya düşen bütün gök cisimleri ışık bile yok olmaktadır. Bilinen fizik yasaları burada geçerli değildir. İçinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisinin de ortasında bir kara delik yer almaktadır.
Gök cisimlerinin hareketi ve dünyamıza olan etkileri çok önemlidir. Dünyaya çarpacak olan büyük bir göktaşı dünyadaki bütün yaşamı sonlandırabilir. Bir zamanlar dünyada Dinozorlar hüküm sürerken büyük bir gök cisminin dünyaya çarpması sonucu oluşan iklim değişikliğine ayak uyduramamışlar ve çoğu yok olmuştur. Bu sayede biz insanlar gelişip, beslenme zincirinin en üstüne yerleşmeyi başarabilmişiz.
Bir zamanlar ateşe tapan insanoğlu zamanla ateşi kullanmayı öğrendi. Daha sonra buhar gücü, güneş enerjisi, fosil yakıtlar gibi enerji kaynaklarının yanında nükleer gücü kullanmayı öğrendik.
Yakında termonükleer gücüde kullanmayı başaracağız. Belki ileride karanlık enerjiyi de öğrenip insanlığın yararına kullanmayı öğreneceğiz.
İnsanoğlu kendini çevreleyen fiziki evreni sürekli olarak kendi yaşamını daha kolaylaştıracak şekilde değiştirmiştir ve değiştirmeye devam etmektedir.
Devam etmek için tıklayın..
Yorumlar -
Yorum Yaz